İşte Gaudi’nin enn en enn bence en muhteşem eserlerinden biri daha. Park Güell! Parkın tarihine geçmeden önce, burada yaşadığım bir olayı anlatmam lazım size. Avrupa seyahatlerimde ilk kez burada bir şeyim çalındı yahu! Evet Park Güell’de. 🙂 Barcelona’da hırsızlık çok yaygın derlerdi ama dakika bir gol bir şeklinde geleceğini hiç tahmin etmemiştim bana. 🙂 Haziran ayı olmasına rağmen şansıma hava serin ve yağmurluydu, ama fotoğraf çektiriyorum ya, havalı çıkayım diye gözüm gibi baktığım deri montumu çıkarıp kaldırıma bırakıverdim. 🙂 Sadece birkaç dakika içerisinde mont yerinde yoktu! Amaan tabi cana geleceğine mala gelsin derler, Allahtan yanımda şu aşağıdaki resimde göreceğiniz yedek sweatshirtüm varmış. 🙂 Neyse, çanta, cüzdan, telefonunuza sahip çıkın, aman bir yerde bırakmamaya dikkat edin!
Gaudi’nin en iyi arkadaşı ve aynı zamanda patronu Eusebi Güell, Gaudi’yi birçok konut tasarlaması için görevlendirir. Gaudi bu parkta 1900’de çalışmaya başlar, tam 14 sene buranın yapımı ile ilgilenir. Gel gör ki, işler istedikleri gibi gitmez. Konut olarak tasarladıkları binaların çok azın satıcı bulur kendine. Proje başarısız olunca Park Güell, 1923’te belediye mülkü olur. 1963 yılında Gaudi’nin buradaki evi Gaudi Müzesi’ne dönüştürülür, 1984 yılında ise Park Güell, diğer Gaudi eserleri ile birlikte UNESCO Dünya Mirası listesine girer. Bu kadar tarihi bilgi yeterse şimdi gelelim işin daha eğlenceli kısımlarına! 🙂
Parkları çok sevdiğimi artık beni ve seyahatlerimi yakından takip edenler bilir. Park Güell ise, benim paylaşımlarımda görmeye alışık olmadığınız türde bir park! İçeri girer girmez sanki fantastik bir dünyanın da kapısını aralamış gibi oluyorsunuz. Sanki burada hiçbir şey gerçek değil! Efsane mimar Gaudi’nin kendini tamamen serbest bıraktığı ve hayal gücünün sınırlarını aştığı bir park burası. Park Güell’de bir masalın içindesiniz sanki.
Gaudi doğadan esinlenen bir mimar. Onun, doğayı yapılarının içine kamufle ederek bir bütünlük sağlamasına hayranım. Ağaçların dalları, kozalaklar, yapraklar, veya bir bir salyangoz… Gaudi için inanılmaz ilham kaynakları. Girişte sizi mantarları anımsatan kubbe biçimli çatıları olan iki yapı karşılıyor. Bunlara giriş pavyonları deniyor. Evlerin palmiye gövdesi gibi görünen kolonları, zeminden fırlamış gibi görünen moloz yüzeyli kemerler, seramik renkli karolar, büyük bir ağ oluşturan kıvrımlı patikalar hakikaten muhteşem! Binaların tepesindeki mantar şeklindeki minik kuleler! Bakılıp detaylı incelendiğinde tam bir akıl oyunu bu detaylar! 🙂 Aklınızı kaybedebilirsiniz. Ben bir ara kendimden geçmişim içeride, hakikaten ağzım açık vaziyette etrafıma baktığımı hatırlıyorum. Size şu kadarını söyleyeyim normal kafada bir insan bu yapıları tasarlayamaz. 🙂 Sizce Gaudi tüm bunları tasarlarken ne içiyordu? 🙂
Park Güell’in meydanında koltuk bir taş tezgah var. Benim en dikkatimi çeken şeylerden biri bu olmuştu. Bu taş sıra dışı bir şekilde rahat! “Allah Allah nasıl ya, oturduğum şey sadece bir taş, ama nasıl bir pamuk kadar yumuşak?” diye kendi kendime düşünürken küçük çaplı bir araştırma yaptım ve ilginç bir detay öğrendim. 🙂 Gaudi, burada çalışan bir işçiyi pantolonunu çıkartıp bu koltuğa oturtur, amaç yumuşak ve doğru anatomik eğriyi bulmak! Adam ergonomi bilimini yarım asır önce bize izah etmiş aslında! 🙂
Ağaç gövdeleri gibi yerden dışarı çıkmış gibi görünen kaya sütunlarının bükülmesiyle desteklenen bir geçitten geçiyorsunuz bir ara. Bunlar şekil olarak düzensiz olmasına rağmen, aynı zamanda garip bir şekilde doğal hissettirdi bana! Parkın girişindeki merdivenli yol, parkın tepesinde sütunlarla süslenmiş büyük meydana kadar uzanıyor. Parkın ve Barselona şehrinin muhteşem manzarasını seyredebileceğiniz teraslı bir alan var burada. Minik ve çok renkli mozaiklerle döşenmiş koltuklar büyüleyici. Fayansların canlı renkleri gerçekten nefes kesici!
Park Güell’i peki tek cümlede bize özetler misin Çiğdem derseniz; burası için “Fantastik, tuhaf, acayip, hayali, gerçekten uzak!” tanımlamasını yaparım. 🙂 Siz de benim gibi hayalperest bir ruha sahipseniz Barselona’ya gelişinizde burayı muhakkak ziyaret edin. Park Güell büyük bir park, çok zamanım yok ama çok da merak ediyorum diyorsanız size park içinde mutlaka görmeniz gereken noktaları özetliyorum not alın;
- Giriş pavyonları, Gaudi’nin evi
- Ana girişteki birkaç merdiven ve çeşmeden oluşan anıtsal merdivenler
- 86 sütundan oluşan Hipostyle salonu
- Place de la Nature, yani doğanın dalgalı tezgahı! Parkın da en sembolik kısmı
- Avusturya bahçeleri, ilginç bir viyadük ve tepenin en yüksek noktası Calvary
- Butik Laie Park Güell, yani Gaudí’nin eserlerinin hediyelik eşyalarını satın alabileceğiniz bir mağaza
Park Güell’e nasıl giderim?
24 numaralı otobüs Plaça Catalunya‘dan kalkıyor ve parka yakın bir noktada sizi bırakıyor. Kullanabileceğiniz diğer otobüs hatları H6, 32 ve 92. Taksi çok pratik ve hızlı ama tabi biraz pahalı. Şehir merkezinden 13-16 eur falan. Dönüş için de aynı fiyat. Parkın ana girişte bir taksi durağı var. Ama bence gereksiz. 🙂 Ben direk yürümüştüm bu parka. 🙂 Hahahah biraz uzak ama, yorulmanız olası. 🙂 Yine olsam yine yürürüm ama hadi bu sefer tavsiye etmeyeyim. Hhahhahahahaha. 1 saat sürüyor yürümek! Otobüse binin bence. Kolay ve ucuz.
Adres: Carrer D’Olot, 08024 Barcelona
Park Güell’e giriş ücreti nedir?
Giriş pavyonlarını, ana girişteki merdivenleri ve parkın bazı noktalarını ücretsiz gezebilirsiniz. Yok ben daha detaylı bir tur isterim bu fantastik dünyada kendimi kaybetmek isterim derseniz giriş ücreti kişi başı 7,5 eur. Rehberli turlar 27 eur, Sagrada Familia’yı da gezebileceğiniz kombin biletler ise 72 eur.
Gaudi’nin diğer eserleri Casa Batllo ve Casa Mila detaylı yazım için tıklayın!
Gaudi’nin diğer muhteşem eseri La Sagrada Familia yazım için tıklayın.