Motivasyonunu Yüksek Tutmak İçin 4 İpucu

Seyahat etmek aynı zamanda yüksek motivasyon ister. İşte bu yazımda motivasyonunu yüksek tutmak İçin 4 ipucu veriyorum.

1. Bahane Yok Harekete Geç

Seyahat etmek ertelenmesi en kolay aktivitelerden biridir. Benim kendi yakınlarım da dahil olmak üzere birçok insan seyahat etmeyi hem çok ister hem de çoğu zaman erteler.

  • Zamanım yok. 🙁
  • Bütçem yok. 🙁
  • Ya başıma bir şey gelirse! 🙁
  • Dil bilmiyorum ki ben. 🙁
  • Ya kaybolursam! 🙁
  • İşimden izin alamam ki. 🙁
  • Amaan çok üşeniyorum şimdi kim pasaport, vize alacak. 🙁

Gibi gibi daha bu bahane listesi uzar gider. 🙂 Aslında birçoğu kendi kafamızda yarattığımız ve üşengeçliğimizden kaynaklanan bahaneler bunlar. Zaman yaratmak ve bütçe oluşturmak sizin elinizde. Zamanı ve bütçeyi diyelim ki ayarladınız ama korkuyorsunuz, bilinmeyene gitmek korkutucu gelebilir ama unutmayın ilk seyahat edecek insan siz değilsiniz. Her gün milyonlarca insan dünyayı geziyor. En azından seyahat turları satın alarak başlayın, yavaş yavaş gezgin olma yolunda ilerleyin.

Dil bilmemek ve yabancı insanlar ile irtibat kurmaya çalışmak size çok korkutucu geliyor olabilir ve haklısınız da aslında. En azından başlangıç seviyesinde bir İngilizceniz olması sizin için bir avantaj. Çünkü sadece yabancılar ile sohbetlerinizde değil, şehir içi ulaşımlarınızda da, tabela okuma konusunda da dile ihtiyacınız olacak. Hiç bilmiyorsanız, bilen bir arkadaşınız ile veya yukarıda önerdiğim tur şirketleri ile seyahat edin. Yabancılar ile sohbet etmekten çekinmeyin. Hatta ilk adımı siz atın. İnanın Avrupa’da hiç tanımadığınız bir insana selam verip yardım istediğinizde sizi geri çevirmeyecektir. Ama sınırınızı bilin. Avrupalılar yardımsever ama bir o kadar da bireysel insanlar. Zorla tanışmak veya arkadaş olmak için atılan bir adımdan bahsetmiyorum burada. Bir tren istasyonunda trenin kalkacağı peronu, gideceğiniz cadde üzerinde bir süpermarket olup olmadığını sorma gibi durumlardan bahsediyorum ben. Çekinmeyin, diyaloğa girin.

2. İnsanların sizi seyahat konusunda aşağı çekmelerine izin verme

Seyahat konusunda en çok duyduğum olumsuz yorumları yazıyorum şimdi. 🙂

  • Noldu gezdin de, kürkçü dükkanına geri döndün işte.
  • Takip ettik hikayeleri, ne gezdin be, ama sayılı gün tabi, çabuk geçer.
  • Tüm kazancını gezmelere harcıyorsun, yaşın genç biraz birikim yap birikim.
  • Yaşın da geçiyor, artık çoluk çocuk vakti geldi sanki, gezmeleri biraz bırakırsın herhalde artık.
  • Ne gezdin be, bize tabi Avrupa deyince anca Avcılar veya Beylikdüzü, ötesi yok ki bizde.
  • Ne bitmeyen iznin varmış be, mübarek 150 gündür tatildesin.
  • Frankfurt ne ya, bir insan Frankfurt’a niye gezmeye gider hiç anlamış değilim.
  • Hep yurtdışı geziyorsun, biraz da yurt içinde gez.
  • Oh sabahları 3 saat yayın yap, sonra hemen yurtdışı oh hayat sana güzel valla.

Gibi gibi, bu cümleler de uzar gider böyle. 🙂

Ben bu cümlelere çok gülüyorum ve insanlar bunları bana söylerken veya yazarken ben bir sonraki seyahatmi planlıyor oluyorum. 🙂 Öncelikle ilk kural şu. Kimsenin sizi aşağı çekmesine izin vermeyin. Hiç yaşamadığım şeyleri tecrübe etmek hayatımda yaşadığım en büyük güzelliklerden biri. Hayat sizin hayatınız, olumsuz cümlelerden etkilenmeyin. Kimin ne dediğini düşünmeyin ve harekete geçin. Hayata bir kere geliyoruz ve sorumluluklarınızı yerine getirip, işlerinizi düzgün planlayabildikten sonra seyahat edip yeni kültürler tanımak dünyanın en keyifli hobisi olabilir belki sizin için de. Pozitif olun, olumsuzlukları ardınızda bırakın, hayatınızı planlayın ve harekete geçin. Canınız nereye istiyorsa oraya seyahat edin ve ruhunuzu yollara bırakın. 🙂

3. Seyahat Tarzını Seç

Önce insan kendi seyahat tarzını tanımalı. Kimi gittiği şehirde müze gezmek ister, kimi tarihi yapılardan hoşlanır, kimi sadece yerel lezzetler için, kimiyse sosyalleşmek için, kimi de alışveriş yapmak veya dinlenmek için seyahat eder. Kimi deniz kenarında huzurlu bir tatil, kiminin de maceracı ruhu yollardadır ve dağlara tırmanacağı adrenalin dolu bir seyahat ister. Daha da çeşitlendirebiliriz tabi bunları. Bunların birkaçını bir arada yapabilme kapasitesi zamanla oluşuyor. Ben gittiğim şehrin önce tarihini öğrenmek isterim. Tarihi sokakları ve yapılarını gezerim önce. Uçak seyahatim sırasında şehrin geçmişi ile ilgili blog ve makaleler okurum. Siz de kendinize seyahat etme amacınızı sorun, verdiğiniz cevaba göre planlamanızı yapın. Örneğin alışverişten hoşlanıyorsanız, muhakkak bir gününüzü sadece alışveriş için planlayın, şehrin popüler kafe ve restoranlarını görmek ve deneyimlemek istiyorsanız, kendinize o mekanlarda harcayabileceğiniz 2-3 saat yaratın.

4. Turist Olma Gezgin Ol

Seyahat etmek artık benim iliklerime işlemiş durumda. Kendimi turistten çok bir gezgin veya gittiğim şehrin yerel insanı gibi hissediyorum. Nasıl mı? Bir şehre gittiğimde tercih ettiğim restoran veya kafelerin turistik olmamasına ve daha çok yerel halkın takıldığı mekanlar olmasına dikkat ediyorum. Taksi yerine yerel halk ile bütünleşmek için metro veya tren kullanıyorum. Turistik caddeler yerine dar ve tarihi sokaklarda kaybolmak bana daha çok keyif veriyor. Kalabalık bir turist kafilesi gördüğümde oradan uzaklaşıyorum. Parklarda piknik yapıyor, yerel halkın evcil köpekleri ile oynuyorum. Sokak sanatçılarının şovlarını izliyorum, müzikleri ile sokaklarda dans ediyorum. Yerel insanlar ile tanışıyor ve arkadaşlık kuruyorum, döndüğümde de onlarla sohbet ediyor ve mailleşiyorum. Farklı kültürleri tanımayı ve farklı atmosferlere girmeyi seviyorum. Sizlere sosyal medyadan hikaye paylaşımlarım da tamamen içgüdüsel oluyor. Keyif aldığım tüm anları hemen paylaşıyorum. O anın bende yarattığı olumlu enerjinin sizlere de geçmesini istiyorum.

Yorum yapın