Galeries Royales Saint-Hubert

Galeries Royales Saint-Hubert Avrupa’nın en can alıcı pasajlarından biri. Milan’daki Galleria Vittorio Emanuele veya St Petersburg’daki The Passage’ı görmüş olanlar ne demek istediğimi daha kolay anlayacaktır. Bu pasaj her biri yüz metreden daha uzun olan iki ana bölümden oluşuyor. Galerie du Roi yani Kral Galerisi ve Galerie de la Reine yani Kraliçe Galerisi ve daha küçük bir yan galeri Galerie des Princes yani Prensler Galerisi bu pasajı oluşturan bölümler. Mimar Jean-Pierre Cluysenaer tarafından başlatılan bu muhteşem Galeries Royales projesi 1830’larda şekillenerek 1847’de tamamlanmış.

Ben bu pasajın tarihi dokusuna bayılıyorum ve Brüksel’e ne zaman gidersem gideyim muhakkak buranın havasını solumadan dönmüyorum. Haydi Avrupa’nın en eski galerilerinden birinde sizinle gezintiye çıkalım ve bu eşsiz atmosferin tadını çıkaralım. 🙂

Bu pasajda neler mi var? Kraliçe’nin galerisinde, Cinéma Les Galeries’de sanat filmleri de dahil olmak üzere çeşitli filmler oynatılıyor. Kralın Galerisindeki Théâtre Royal des Galeries, klasik ve çağdaş yazarlarla çeşitli şovlar düzenliyor. Prensler Galerisi, gerçek bir Brüksel kurumu olan kitapçı Tropismes’e ev sahipliği yapıyor. Brüksel’in kültür nabzı nerede diyorsanız işte şu an tam da doğru yerdesiniz. Burası Galeries Royales Saint-Hubert!

Benim sinema filmi, galeri veya sergi gezmeye çok da vaktim yok derseniz üzülmeyin bence. Çünkü burada onlarca Belçika çikolataları, dantel ve moda mağazası var. 🙂 Yüksek kaliteli mücevherler, lüks saatler, moda kıyafetler, güzellik ürünleri, dekoratif aksesuarlar! Çiğdem biz lükse düşkün değiliz derseniz de bana da aşırı hitap eden lezzetli hamur işleri, bisküviler ve aynı zamanda ülkenin en iyi çikolatacıları da burada! 🙂

galeries saint hubert cigdem ceylan 3

Bırakın pahalı mücevherleri, benim gibi çikolataya saldırın. 🙂 Üstelik benim kahvaltı yapmayı en çok sevdiğim noktalardan biri olan Le Petit Quotidien de bu pasajda! Daha ne olsun. Alın kahvenizi ve kruvasanınızı, pasajı gören dışarıdaki masalardan birine oturun ve etrafı izleyin. Şuan orada olmayı çok istedim yaaaaa. 🙂 Halbuki döneli üç gün olmadı hahahah. 🙂

Detaylı Le Petit Quotidien’de kahvaltı yazım için hemen tıkla!

Yorum yapın