Parkları sevdiğimi artık tekrarlamayacağım, bilmiyorsanız ayıp yani! 🙂 El Retiro Park, nam-ı diğer Parque del Buen Retiro Madrid’in en büyük parklarından biri. Baştan söyleyeyim burayı diğer parklardan ayıran birçok özellik var. Birçok sanat galerisine, heykele ve anıta ev sahipliği yapıyor olması gibi. Hem parktasınız hem de sanatla iç içesiniz! Aman Allah’ım en sevdiğim şey benim kesinlikle. 🙂 Harika bir gölet, onlarca çeşit ağaç ve bitki, yeşillik, gül bahçesi, kazlar, ördekler ve cins kuşlar. 🙂 Hayal etmenize katkıda bulunabildiysem ne mutlu bana! Etrafta gölette kano sefası yapan, yemyeşil çimlerin üzerinde gazetesini ve kitabını okuyan veya piknik yapan insanlar… Yoga ve koşu yapanlar… Madrid’i “Sadece taştan ibaret, çok sıkıcı” diye tanımlayanlar bence El Retiro Park’ı görmemiştir! Net bilgi. 🙂
Ben Madrid’i haziran ayında ziyaret etmiştim. Kış aylarında da keyifli olduğuna eminim ama ziyaret tarihimde hava epey güneşli ve sıcaktı. Dolayısıyla parkın tadını doya doya çıkarmış, bol bol oksijeni içime çekmiş, etraftaki güzellikleri izlemiş ve fotoğraflarıma da yansıdığı gibi mutluluktan biraz şımarmıştım. 🙂
Peki El Retiro Park’da neler var? Biraz daha detaylandıralım. İçeride ilk dikkatimi çeken şeylerden biri Palacio De Cristal yani Kristal Saray olmuştu. Dışı cam ile kaplı bir saray daha önce hiç görmediğimden herhalde. Eski tarihlerde burası Filipinler’den getirilen egzotik bitkileri barındırmak için kullanılıyormuş. Şimdi ise içinde çeşitli sergiler düzenleniyor. Harikaydı! İspanya’nın askeri tarihini öğrenebileceğiniz Museo del Ejército yani askeri müze de parkta ziyaret edebileceğiniz yerlerden biri. Parkta hayatta kalan diğer bina ise 19. ve 20. yüzyıl tablolarının yer aldığı bir müze olan Casón del Buen Retiro.
El retiro Park’da çok tatlı bir gölet olduğunu söylemiştim. Benim gibi güneşli bir güne denk gelirseniz muhakkak bir kano kiralayın ve park manzarasının tadını çıkarın. XII. Kral Alfonso’nun atlı heykeli de bu gölete bakıyor. Harika fotoğraflar çekeceğinize eminim! Size güveniyorum. 🙂 1884 yılında tasarlanan bir köşk olan Palacio de Velázquez de günümüzde yine sergiler için kullanılan hoş bir bina.
Vee işte Retiro Park’ın en dikkat çekici heykelini tanıtayım size, sona sakladım. 🙂 El Angel Caido! Biraz ürkütücü çünkü bu heykel şeytana adanmış! Muhtemelen Avrupa’da da başka bir örneği yok. Muhakkak görmelisiniz.
Bu arada El Retiro park şehir merkezinden yürüyerek 30 dakika uzaklıkta. Plaza Mayor’a yakın konumdaki Opera metro durağından 2 numaralı Las Rosas metro hattına binerek 5 dakika sonra Retiro park durağında inmek de mantıklı bir seçenek. 🙂 Parka birçok giriş var, ana girişi söyleyeyim hemen, Plaza de la Independence’deki Alcala Kapısı! Mutlu gezmeler. 🙂
Madrid gezilecek yerler yazım iç,n tıkla!