Bir yanda Buda, diğer yanda Peşte! Ortada ise Tuna nehri. Budapeşte turu yazımı yazarken bile karar veremiyorum, ama sanırım şık ve engebeli Buda’ya kanım daha çok ısındı. 🙂 Bende iz bırakan şeyler ise şehrin hareketli gece hayatından ziyade, bir müzeyi andıran görkemli New York Kafe’de yediğim leziz Gulaş çorbası ve geceleri ışıl ışıl parlayan şehir köprüleri Szechenyi Lanchid ve Szabadsag Hid!
Haydi gelin bu güzelliği beraber keşfedelim. Sen de ruhunu yollara bırak…
Budapeşte Turu – Yapılacak 19 Aktivite 2022
İçindekiler
1. Balıkçı Tabyası
Buda bölgesindeki Balıkçı Tabyası gerçekten muhteşem! Sivri tepeleri olan yedi taş kule, 896 yılında ülkeyi fetheden Macar kabilelerinin liderlerini simgeliyor. Adını, orta çağda şehir surlarının bu alanını savunan balıkçı loncalarından almış.
2. Budapeşte Kahramanlar Meydanı
Andrássy Bulvarı’nın sonunda bulunan Hösök Tere yani Kahramanlar Meydanı Budapeşte’de gördüğüm en görkemli yerlerden biri! Milenyum anıtını fotoğraflamak için epey uğraştım çünkü meydan yaz aylarında oldukça kalabalık. 🙂
3. Buda Kalesi
Budapeşte’yi tepeden izlemenin en keyifli olduğu yer Buda kalesiydi benim için. Şehrin Buda bölgesini daha çok sevdim ben. Gotik yapılar ve orta çağdan kalma evleri ile atmosfer çok güzel. Ben kaleye ulaşımda füniküler kullanıp dönüşte yürümüştüm. 🙂
4. Aziz Stefan Bazilikası
St. Stephen’s yani Aziz Stefan bazilikası şehrin simgelerinden biri. 96 metrelik kubbesi ile binayı şehrin hemen hemen her yerinden görebilirsiniz. 🙂 Ayrıca burası Budapeşte’nin de en büyük kilisesi. İçeride incelenecek birçok heykel, resim ve sanat eseri var.
5. Szimpla Kert
Budapeşte’yi gezdiniz yoruldunuz ve hoş bir mekanda yorgunluk atmak istiyorsanız tavsiyem Szimpla Kert. Bara girince şaşıracaksınız çünkü burası eski bir bina. Derme çatma odaları ve ilginç dekorasyonu ile çok farklı, her bölmede farklı bir müzik ve atmosfer var. 🙂
6. Budapeşte Kahveleri
Budapeşte’de çok lezzetli kahveler içtiğim birçok mekan keşfettim. 🙂 Kelet Café, My Little Melbourne, Barako Káveház Budapest ve Espresso Embassy favorilerim.
7. Zincir Köprü
Szechenyi Lanchid yani zincir köprü Budapeşte’de turistlerin en çok fotoğraf çektikleri yerlerden biri çünkü köprü üzerinden izleyeceğiniz Buda Kalesi manzarası müthiş. 🙂
Bu köprü, tarihte diğer birçok Tuna köprüsü gibi 2. Dünya Savaşı sebebi ile oldukça zarar görmüş ve bu yüzden yeniden inşa edilerek 1949’da son halini almış. Özellikle ışık tam karşınızda ise Zincir köprü harika fotoğraflar veriyor. 🙂
8. Özgürlük Köprüsü
Szabadsag Hid yani özgürlük köprüsü de Zincir köprü kadar güzel bence.
Yeşil demirleri ve köprüden geçen sarı tramvaylar ile hem yakından hem de uzaktan çok çok harika görünüyor. Benim tavsiyem buraya gece giderek fotoğraflamanız çünkü köprünün ışıklandırması muhteşem. Özgürlük köprüsü şehir merkezinin güney ucunda bulunuyor.
9. Küçük Prenses Heykeli
Kiskirálylány, yani Tuna nehri korkuluklarında oturan küçük prenses heykelini farketmeden geçmeyin sakın. 🙂
Heykelin çok da bir numarası yokmuş gibi görünse de aslında şehrin sembollerinden biri. 1972’de heykeltıraş László Marton, bu heykeli yaparken büyük kızından ilham almış. 5 yaşındaki kızı zaman zaman üzerine bornoz ve mantoları giyip prenses kostümü yapar, babasının kağıttan yaptığı bir tacı da kafasına takarmış. Bu küçük prenses heykeline dokunursanız rivayete göre Budapeşte’ye geri geliyormuşsunuz. 🙂 Bu arada bence heykeli bir prensesten çok prense benzeten ben miyim? 🙂
10. Matthias Kilisesi
Bu kilisenin resmi adı Avrupa’nın birçok şehrindeki kilise ile aynı aslında. Leydi Kilisesi! Buda bölgesindeki Matthias, 16. yüzyıldan itibaren bir taç giyme kilisesi olarak kullanılıyormuş.
Kiliseyi ücretsiz gezebiliyorsunuz. Geniş dini koleksiyon ve hazine ziyaretçilere açık. Ben şehri ziyaretim esnasında doğru ışığı da bulunca, bu Barok tarzı binayı defalarca fotoğraflamıştım. Gerçekten ışık güzel ise kilisenin dış cephesinin görüntüsü de muhteşem gözüküyor.
11. New York Cafe
Buraya bir kafeden ziyade müze veya saray demek daha doğru olur bence zira bu tarz bir atmosferde daha önce yemek yememiştim. 🙂 Aslında burası zaten bir saray ve giriş katında da New York kafe bulunuyor. Burası şık ve lüks bir restoran, dolayısı ile çalışanlar da çok ilgili ve deneyimli. İçerideki mimari, varak detaylar, ışıklandırma, avizeler ve şamdanlar çok çok güzel ve farklı. Tarihi dokuya sahip bir ambiyansta yemeklerle kendinizden geçmek istiyorsanız New York kafe tam sizlik! 🙂
12. Büyük Budapeşte Hotel’ini ziyaret et
Ben büyük bir Wes Anderson hayranıyım! 🙂 Neredeyse tüm filmlerini izledim. O minimalist tarzı ve pastel tonları ile benim hep çok çok etkileyen bir yönetmendir. Ama “Büyük Budapeşte Oteli” filminin yeri bende çok ayrı. Bu yüzden Budapeşte seyahatimi organize ederken ufak çaplı bir araştırma yapmış ve Wes’in filmdeki oteli kurgularken Corinthia Hotel Budapest’den esinlendiğini öğrenmiştim. “Mutlaka dünya gözüyle de görmeliyim!” diyerek otelin yolunu tuttum. 🙂 Sonuç mu, inanılmaz derecedeki benzerlik tabi!
13. Fünikülere bin
Adam Clarke meydanındaki füniküler ile çok kısa bir yolculukla hooop Buda tepesine varıveriyorsunuz. Yolculuk çok tatlı ve keyifli.
Her 10 dakikada bir kalkıyor. Koyu bir Wes’çi olarak elbette bu aracı kullanacaktım. 🙂 Zero karakterinin füniküler ile yolculuk sahnesinin muhteşemliğini nasıl unutabilirim!!!! 🙂
14. Budapeşte Şehir Parkı
Varosliget yani Budapeşte’nin şehir parkı aynı zamanda dünyanın da ilk halka açılan şehir parkıymış. Bu park tam da Kahramanlar meydanının arkasına kalıyor. Oldukça büyük. Dinlenmek ve şehir hareketliliğinden uzaklaşmak için çok huzurlu bir yer. İçeride Vajdahunyad Kalesi, Szechenyi Termal Tesisi ve Budapeşte Hayvanat Bahçesi var. Ben Varosliget’i yazın ziyaret ettiğimde etrafta bolca sokak lezzeti satan stantlar kurulmuştu. Atıştırmalıklarımı alıp çim ve güneşin tadını çıkarmıştım. Bir mekana oturup parkı izlemek isterseniz park içinde kafeler de var.
15. Margaret Adası
Bir ada düşünün, hem Budapeşte merkezine yakın, hem bisiklet ve ana otobüs hattı dışında trafiğe kapalı hem de aşırı sakin. Margit Sziget yani Margaret adasına şehir merkezine yakın bir kaçamak adası diyebiliriz. 🙂 Parkları, yemyeşil çimleri, koşu ve spor parkurları ile gerçekten kafa dinlemek için harika bir mekan. Adada ayrıca küçük bir vahşi yaşam parkı, 13. yüzyıldan kalma bir Dominik manastırı, kaplumbağaların gezdiği bir Japon bahçesi, mis gibi kokan bir gül bahçesi, termal oteller ve restoranlar var. Bu huzur adasına uğramadan sakın Budapeşte’den döneyim demeyin. 🙂 6 numaralı tramvaya binerseniz Margit köprüsünde inerek kısa bir yürüyüş ile adaya ulaşabilirsiniz.
16. Budapeşte Termal Hamamlar
“Amaan Avrupa’ya gelmişim, termal hamam, kaplıca mı gezeceğim?” demeyin bence. 🙂 Çünkü burası hamamları ile epey ün salmış bir şehir. Biraz araştırma yaparsanız şehirde bu kültürün tarihinin taaa Romalılara dek uzandığını okuyacaksınız. Budapeşte’de bu konuda oldukça fazla alternatif var ama benim size tavsiyem ise Széchenyi Termal Hamamı, oldukça turistik olmasına rağmen oldukça da büyük bir kompleks. Avrupa’nın da en iyilerinden biri. Şifalı sularda yüzerek keyif yapmak ve biraz da şımarmak isterseniz burayı tercih edin. 🙂 Rudas Bath, Paskál Bath ve Király Bath da gözüme çarpan diğer hamamlar.
17. Gulaş çorbası iç
Gulaş çorbası alışkın olduğumuz bir kıvamda çorba değil. Benim annem çorbanın içine bir ton faydalı şey de katsa muhakkak en son aşamada bir blenderdan geçirirdi. 🙂 Gulaş, daha çok yahni gibi bir kıvamda. Bu kıvamı pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim ama şimdi hakkını yemiş de olmayayım, Gulaş çorbasının tadı çok güzel. İçerisinde et, sarımsak, soğan, krema, bilimum sebzeler, çeşitli yağlar ve baharatlar var, var da var. 🙂 Bence denemelisiniz. Çünkü Gulaş en bilindik Macar lezzetlerinden biri. Ben bu çorbayı Budapest Bisztró’da denemiştim. Tavsiye ederim.
18. Gellert Tepesi
140 metre yükseklikteki Gellert tepesi romantik bir panaromik Budapeşte görüntüsü için ideal bir tepe. 🙂 Buraya aşıklar tepesi de deniyor. Mükemmel fotoğraflar çekeceğinize eminim.
19. Parlamento Binası
Avrupa ülkelerindeki Parlamento binalarına bayılırım ama hakikaten Budapeştede’ki oldukça ama oldukça görkemli. Yanından geçerken farketmemeniz mümkün değil çünkü türünün en büyük örneklerinden biri burası.
Bina neo-gotik bir tarzda inşa edilmiş ve Tuna’nın kıyısında yer alıyor. Bina 691 odadan oluşuyor ve tam 268 metre uzunluğunda! 96 metre yüksekliğinde de bir kubbeye sahip. 2000’den beri Macar taç giyme sembolleri Parlamento binasında yapılıyormuş. Mutlu gezmeler. 🙂
Konaklama ve yeme içme önerilerimin de olduğu Budapeşte gezilecek yerler yazım için tıkla!