Brüksel Parkları

Brüksel Avrupa’nın en yeşil şehirlerinden bir tanesi. Şehirde onlarca park ve bahçe var. Brüksel parkları her biri birbirinden farklı ve kendine özgü tarihlere, heykellere, mimari yapılara ve ağaçlara sahipler. Brüksel’i son ziyaretimde elimden geldiğinde fazla park gezmeye çalıştım. Çünkü biliyorsunuz parklara ve yeşile bayılıyorum. Şehrin en ünlü parklarını gezdim ve beğendiğimi söyleyebilirim. Ama objektif bir yorum yapmam gerekirse Brüksel parklarından daha güzel ve keyif alınası yerler gördüm Avrupa’da. Aslında kıyası şöyle yapabilirim; Brüksel parkları biraz daha doğal bırakılmış ve birçok heykeli, binayı, müzeyi içinde barındırıyor. Bu özellikleri ile elbette çekici ama ben yemyeşil çimlerde yayılmayı severim biliyorsunuz. 🙂 Belki parkları ekim ayında gezmemden mütevellit, fazla yeşil değildi gördüğüm parklar. 🙂 Ama yine de şehirde park turu yapmak ve bu parkların tarihlerinde ve yapılarında kaybolmak inanılmaz keyif verdi bana. Haydi gelin Brüksel’in parklarını beraber keşfedelim. 🙂

Brüksel Parkları

1. Parc de Bruxelles

Park Brüksel şehrin en büyük ve ana parklarından biri. Bu park, eski Coudenberg sarayının bahçelerinde 1776 ile 1783 yılları arasında oluşturulmuş ve en son 2000 ve 2002 yılları arasında yenilenmiş. Geniş çimlerin olduğu bir park olarak düşünmeyin burayı daha ziyade açık hava müzesi havasında. Bu parkın Neo klasik bir tarzı var. Limon ağaçları bir harika ve parkın anıtsal bir çitle çevrili olması çok enteresan.

bruksel parklari cigdem ceylan 01

Etrafta koşan, bisiklete binen ve yürüyüş yapan yereller görmeniz olası. Ama bir Vondelpark değil burası. 🙂 Yeri gelmişken Amsterdam Parkları yazım için hemen tıklayın. Rahatlatıcı etkisi ve yeşil dozundan ziyade Brüksel parkın içindeki yapılar beni çok etkiledi. Brüksel Park çeşitli kamu binalarına ve anıtlara ev sahipliği yapıyor. Bu açıdan kesinlikle görülesi.

Peki Brüksel Park’da neler var? Théâtre Royal du Parc (1782 yılında inşa edilmiş bir tiyatro), Vauxhall (1780’lerde inşa edilen bir toplantı ve konser salonu), 1841 yılında inşa edilen dökme bir demir bant, 1855 yılında inşa edilen ana gölet ve 1780’de inşa edilmiş sekizgen gölet. Sadece bunlarla bitmiyor. Benim en sevdiğim görseller ise heykeller oldu bu parkta.

bruksel parklari cigdem ceylan 03

Laurent Delvaux, Gilles-Lambert Godecharle, Jean-Michel Folon ve Thomas Vinçotte gibi heykeltıraşlar tarafından yaratılan çeşitli heykeller ve çeşmeler hakikaten inanılmaz  yapılar. Yani biraz çimlere serileyim piknik yapayım değil de, hem bol oksijen alayım hem de tarihi bir park göreyim derseniz Parc de Bruxelles’i mutlaka görün. 🙂

2. Parc Leopold

Brüksel’in en sevdiğim parkı Leopold Park oldu. Çünkü yemyeşil ağaçlar, sevimli köprüler, kazlar, ördekler ve cins kuşları ile bu park kafa dinlemek için birebir. Burası Brüksel’in Leopold Mahallesinin içinde, Avrupa Parlamentosu’nun bulunduğu Paul-Henri Spaak binasının bitişiğinde. Şehrin merkez noktalardan birinde yani. Eskiden burada Brüksel hayvanat bahçesi bulunuyormuş ancak daha sonra kaldırılarak park haline getirilmiş.

bruksel parklari cigdem ceylan 06

Leopold Park’ı ziyaret ettiğimde ilk düşüncem, burasının biraz daha fazla bakımla harika ve yemyeşil bir park olacağıydı. Amsterdam parkları kadar bakımlı ve yemyeşil olmasa da, Leopold Park da dinlenmek, piknik yapmak, güneşin tadını çıkarmak için harika bir yer.

bruksel parklari cigdem ceylan 07

Özellikle göl kenarındaki hayvanları besleyerek keyfinize keyif katabilirsiniz veya gölün hemen yanında bir ağacın altına çökerek mis gibi havanın tadını çıkarabilirsiniz. Ben Leopold Park’ı ekim ayında ziyaret ettim. Eminim yaz aylarında çok daha cıvıl cıvıldır. 🙂

Leopold Park’ın güzel yanı şehrin merkezi noktalarından birinde olması. Avrupa Parlamentosu’na yakın ve yürüyerek Brüksel Kraliyet Sarayı’na da buradan kolayca ulaşabilirsiniz. Bu arada Kraliyet Belçika Doğa Bilimleri Enstitüsü binası da bu parkta yer alıyor. Leopold’da da Park Brüksel’de olduğu gibi birkaç tane bina ve müze var. Buranın en önemli özelliği de Maalbeek deresi tarafından beslenen göleti!

bruksel parklari cigdem ceylan 08

Parkta pek çok nadir ağaç ve nadir kuş türleri yaşıyor. Ben Leopold Park’a vardığımda birçok kuş karaya çıkmış ve turistlerin attığı ekmekler ile besleniyordu. O ana denk geldiğim için şanslıyım çünkü bu nadir kuş ve ördek türleriyle yakın temas halinde olmak ruhuma çok çok iyi geldi. 🙂 Hayvanları çok seviyorum. 🙂

bruksel parklari cigdem ceylan 09

3. Parc Du Cinquantenaire

Bu park Brüksel’in hatta Belçika’nın en ünlü ve büyük parklarından biri. İsmin telaffuzu oldukça zor görünse de Türkçe’de ellinci yıl parkı olarak geçiyor. Belçika’nın özgürlüğünün 50. Yılı anısına yapılmış burası. Parka girdiğiniz anda ilk dikkatinizi çeken şey U şeklindeki yapı olacak. Tam merkezinde ise bir zafer tak’ı göreceksiniz. Yine tarih kokan bir park!

bruksel parklari cigdem ceylan 10

Parc Du Cinquantenaire’nin içinde çeşit çeşit bitkiler, minik göletler, tarihi eserler ve küçük  parkçıklar var. Burada dikkat çekici bir bilgi paylaşayım, parkın yapıları, Belçika’nın ekonomik ve endüstriyel performansını simgeleyen demir, cam ve taş ile inşa edilmiş. Eskiden burada ticaret fuarları, sergiler ve festivaller düzenlenirmiş.

bruksel parklari cigdem ceylan 11

Kraliyet Askeri Müzesi 1880’den beri  Parc Du Cinquantenaire’nin kuzeyinde kurulu imiş. Güneyinde Cinquantenaire Müzesi ve AutoWorld Müzesi var. 1886’dan kalan bir tapınağı ve 1978’den kalma Brüksel Büyük Cami de çok enteresan görüntüler veriyor.

Yok ben bu yapılar ile ilgilenmiyorum amacım sadece biraz nefes almak derseniz de, parkın bir kenarına hemen çökün, gözlerinizi kapatın ve oksijen ile sessizliğin tadını çıkarın! 🙂

4. Park Egmont

Park Egmont ilginç bir park! Çünkü biraz gizli saklı bir köşede, hatta haritada bile bu küçücük yeşil alanı bulmakta zorlandım çünkü burası Brüksel’in devlet adamlarını ve büyükelçilerini ağırlayan Palais d’Egmont’un bitişiğinde, uzun ağaçlarıyla ve güzel çimlerle gizlenmiş, şehrin kalabalığından kaçmak için nefis bir park. 🙂 Gizli bir köşe bence. 🙂

bruksel parklari cigdem ceylan 16

Yüksek binaların sakladığı bu parkta ben ziyaret ettiğimde bir çok yerel vardı. Kimi köpeğini eğitiyor, kimi ise çimlere oturmuş kitabını okuyordu. Yaz aylarında eminim daha da kalabalık oluyordur, çünkü aslında küçük gibi görünse de Park Egmont sessizliği ve sakinliği ile tam bir cennet. Yazın Brüksel’i ziyaret ettiğimde muhakkak buraya bir kez daha gelip piknik yapacağım çimlerin üzerinde. 🙂

Bu arada Egmont Park’ta bulunan Peter Pan heykeli, Birinci Dünya Savaşı sırasında Belçikalı ve İngiliz çocuklar arasındaki dostluğu sembolize ediyormuş. Bronz Peter Pan 1924’ten beri Egmont Park’ta duruyormuş ve 1974’te bir anıt olarak sınıflandırılmış. Heykel, Londra’daki Kensington Bahçeleri’ndeki orjinalinin bir kopyası, onu söyleyeyim.

Detaylı Brüksel gezilecek yerler yazım için tıkla!

Yorum yapın