Brüksel Le Cercueil

Bu barın konsepti harika! Tam benlik. 🙂 Le Cercueil tabut demek bu arada. 🙂 Bu barın içi tamamen spooky mod. Yani ürpertici ve korkutucu. 🙂 Punk Rock, Hard Rock ve Thrash metal, Death metal gibi Heavy Metal’in her türü çalıyor içeride. İçeriye karanlık bir koridordan giriyorsunuz. Mekana girişte ise ilk dikkatinizi çekecek şey ortada duran bir cam tabutun içindeki iskelet olacak. 🙂 Bu cam tabut aynı zamanda isterseniz sizin masanız. 🙂 İçerisi tamamen karanlık.

bruksel le cercueil cigdem ceylan 02

Etraf fosforlu ışıklar ile aydınlatılmış sadece. Tabutun rengi de sürekli değişiyor. Bu anlattıklarım ve anlatacaklarım sizi yanıltmasın. Mekana gelen müşteriler gayet nezih, ortam güvenli. Mekanın konsepti bu sadece. 🙂 Tekin olmayan bir ortam söz konusu değil. Garsonlar son derece ilgili ve sıcak davranıyor. Muhakkak buraya gelin. 🙂

bruksel le cercueil cigdem ceylan 03

Mekanın tavanın da bir tabut daha göreceksiniz. Bu mezardan aşağı size doğru elini uzatmış bir iskelet, duvarlarda mezar ve kafatası fotoğrafları ve korkutucu öğeler var etrafta. Beetlejuice filmini hepiniz hatırlıyorsunuzdur, o filmin havasında hayal edin burayı. 🙂 Bu bar Grand Place’nin tam dibinde olduğu için çok rağbet görüyor. Zaten farklı atmosferi başlı başına bir rağbet sebebi. Bu mekana gelen kişilerin profilleri epey farklı birbirinden.

Muhtemelen burayı internetteki önerilerden bulup merak ederek gelen turistler de gördüm, bu barın müdavimi olduğunu anladığım motosikletli yereller de… Bir de benim gibi Brüksel’e her gidişinde buraya uğrayan turistler vardır eminim. 🙂 Çünkü hakikaten ortam çok güzel. İlla alkollü içki içmek zorunda değilsiniz. Alkol sağlığa zararlıdır unutmayın.

Bar kısmı tamamen kırmızı ışıklarla donatılmış. Barın tepesinde tüm içeceklerin isimleri ve fiyatları yazıyor. Ama garsona danıştığınızda da size siparişinizle ilgili her konuda yardımcı oluyor ve fikir veriyor. Menü zaten çok geniş. Bu arada lavabo üst katta ve iskelet fotoğraflı bir koridordan girerek dar merdivenden tırmanıyorsunuz. Normalde tarif ettiğim bir mekan için algınız muhakkak tuvaletler leş gibidir şeklindedir, ama tam tersi. Hijyen kuralları aşırı işliyor burada da. Görmek istemediğim hiçbir manzara ile karşılaşmadım bu mekanda.

Le Cerceuil’in girişi de enteresan. Sokaktan direk kapısına dalmıyorsunuz buranın, önce karanlık bir koridordan geçmeniz gerekiyor. Aşağıdaki videolara mekanın girişini de ekledim. 🙂

Ben bu mekana ilk gidişimde Brükselli kızıl hatta turuncu saçlı bir garson vardı. Epey sohbet etmiştik. Belçika’ya ilk gelişimdi ve beni ülke konusunda epey bilgilendirmişti. Hatta Gent’e ısrarla gitmemi öneren de oydu. 🙂 Biraz Fransızca telaffuz çalışmıştık, biliyorsunuz Belçika’da ağırlıklı olarak Fransızca konuşuluyor. Benim telaffuzlarıma epey gülmüştü. 🙂 Ve bayağı faydalı cümle kalıpları öğretmişti. Ertesi sene gittiğimde ise yoktu orada. Emekli albay modunda, asker botlu, orta yaşlı, kaytan bıyıklı, sert bakışlı bir amca vardı baş garson olarak. 🙂 Turuncu saçlı garsonu sorduğumda Fransa’ya çalışmaya gittiğini söyledi. Epey üzülmüştüm ama o amcanın da göründüğü kadar sert biri olmadığını anlamam kısa sürmedi. 🙂

O kafatası bardaklarını çok beğendiğimi söylediğimde hesabı ödedikten sonra bana gazete kağıdına sardığı bardağı hediye etti. 🙂 Hayatımda ilk kez gördüğüm insanlarla tanışmayı ve sohbet etmeyi, duygu paylaşımını çok seviyorum!

Fiyatlar normalin azıcık üzeri ama adamlar hak ediyor. Böyle bir konsepti her yerde bulamazsınız. Fiyatlar yüksek dediğim de 2-3 eur civarı daha fazla ücret ödersiniz anca. Menüde onlarca farklı ve orjinal içecek ve kokteyller var. Alkolsüz seçenekler de mevcut. Çalan müzikler harika. Müzik sesi aşırı yüksek değil merak etmeyin. Her şey tam kararında ve şov amaçlı. İçeri girin ve ortamın keyfini çıkarın. 🙂

Adres: Rue des Harengs 12

Yorum yapın